Larenks Kanseri Tedavisinde Lazer
- Super User tarafından yazıldı.
- Kategori: Larenks Kanseri
- Gösterim: 4395
LARENKS KANSERİ TEDAVİSİNDE LAZER
Önceleri lazer, insanların bilinçlerinde bilim kurgu romanlarında rastladığımız “ölüm ışını”, gelecek yüzyılların ölüm ve savaş makinesi olarak yer almıştır.
Günümüzde ise lazer araştırma laboratuvarlarının standart öğesi olmanın yanı sıra; iletişimde, sanayide ve tıpta geniş kullanım alanları bulmuştur. Süpermarketlerin barkod tarayıcıları, sunumlarda kullandığımız pointer cihazları, kompakt disk çalıcıları ve daha nice benzerleri, lazeri gündelik yaşantımızın vazgeçilmez parçalarından biri haline getirmiştir.
Lazer KBB hastalıkları tedavisinde yeni ufuklar açılmasını ve dolayısıyla cerrahi tekniklerin çeşitlendirilmesini ve geliştirilmesini sağlamıştır. Yeni lazerlerin geliştirilmesi ve devam eden araştırmalar sayesinde lazer, muayenehanelerden ameliyathanelere kulak burun boğaz uzmanlığında ki yerini almıştır.
Ancak lazerin “sihirli değnek” olmadığı, doğru kullanılmadığı zaman telafisi zor komplikasyonlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda cerrahi lazerin, çalışma prensipleri, lazer-doku etkileşimleri, alınması gereken güvenlik önlemleri bilinmeden kullanılmasının tehlikeli olacağı açıktır.
“Lazer” terimi İngilizce LASER (Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation) teriminden dilimize geçmiştir. Uyarılmış ışımayla ışığın güçlendirilmesi anlamına gelmektedir.
Einstein 1917 yılında “Uyarılmış Işıma” teorisini öne sürmüştür. Einstein orijinal makalesi “Zur Quantem Theorie der Strahlung” da iyonların, atomların ve moleküllerin elektromanyetik radyasyonla olan etkileşimlerini, uyarılmış ışıma fenomenini açıklayarak lazer ile ilgili çalışmaların temelini oluşturmuştur.
Lazer ışını;
• Aynı dalga boyundaki fotonlardan oluşur (monokromatik),
• Yoğundur,
• Dağılmaz,
• Fotonların dalga hareketleri zamansal ve düzlemsel olarak eş evrelidir (koherenttir).
Lazer ışını mercek sisteminden geçirilerek 0.1 mm kadar küçük çapta bir noktaya odaklanabilir. Işının özelliklerine göre fiberoptik sistemle ya da ayna-mercek sistemleriyle istenen noktaya taşınabilir ve hedef dokuyla istenilen süre ve enerjide etkileşmesi sağlanabilir.
Cerrahi Tedavi Seçimi
Larenks kanseri tedavisinde, gırtlağın kanser içeren kısmının, mikrolaringocerrahi tekniği ile (ameliyat mikroskobunun sağladığı ışık ve büyütülmüş görüntüsü ile cerrahi), karbon-dioksit (CO2) lazerle çıkarılması açık cerrahilere ve radyoterapiye pek çok hastada alternatif olabilir.
Seçilecek tedavi bazı faktörlere bağlıdır. Bunlar:
• Lezyonun yerleşimi ve yayılımı,
• Cerrahinin primer ya da kurtarma cerrahisi olması,
• Daha önce radyoterapi/kemoterapi alıp almaması,
• Cerrahın deneyimi ve tedavi görüşü̈,
• Tedavi merkezinin olanakları ve
• Hastanın beklentileridir.
Mikrolarengo cerrahi ile tedavi edilebilecek tümör evresi ve büyüklüğü farklı
cerrahlar tarafından farklı kabul edilmektedir. Steiner ve Olsen gibi bazı cerrahlar daha ileri evre kanserleri bile lazer ile olarak başarı ile tedavi ettiklerini bildirmektedir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalı’nda, lazer cerrahisi 20 yılı aşkın süredir uygulanmaktadır ve kliniğimizde larenks kanserinde, uygun olan hastalarda ilk olarak lazer ile cerrahi tedavi tercih edilir.
Larenks kanserinde lazer ile cerrahi tedavinin avantajları nelerdir?
Larenks kanseri tedavisinde lazer tümörü endoskopik olarak; yani boyuna kesi yapmadan ağız içerisinden çıkarmaya olanak tanımaktadır. Böylelikle hava yolu korunur, ameliyat sonrası nefes almayı sağlamak için soluk borusuna delik açma işlemi (trakeotomi) nadiren gerekir.
Hastalar genelde kısa sürede yeme, içme, konuşma gibi fonksiyonları yeniden kazanırlar ve hastanede daha kısa süre kalırlar. Yine ameliyat mikroskobu ile cerrahi, tümörün daha iyi değerlendirilmesine, cerrahi sınırların daha kesin olarak sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
Cerrahi tümörün yayılımına göre şekillendirilebilmekte, sağlam dokular maksimum oranda korunabilmektedir. İzlemde nüks fark edilirse, erken evrede tekrar lazer ile çıkarmak mümkün olabilmektedir. İleri evre hastalıkta ve gerek olduğu durumlarda lazer cerrahisi sonrasında radyoterapi de verilebilmektedir.
Larenks kanserinde lazer ile cerrahinin kısıtlılıkları nelerdir?
Larenks kanserinde lazer ile cerrahide en önemli parametrelerden birisi hastanın ağız- diş- çene ve boğaz yapısının “larengoskop” adı verilen aletin yerleşmesine uygun olup olmamasıdır. Tümörün tam olarak görüntülenebilmesini sağlamak amacı ile bu cerrahi için özel üretilmiş açılanabilen ve dokuları gerebilen larengoskoplar kullanılır.
Larenks cerrahisinde lazer uygulamaları için geliştirilmiş larengoskoplar görülmektedir.
Larengoskop yerleştirildikten sonra bir askı yardımı ile göğüs kafesi üzerine sabitlenir, hastanın yüzü, gözleri ve cildi lazer ışını maruziyetine karşı ıslak havlularla korunur.
Yine ağız içerisinden gırtlak anatomisine hakim olmak tümörün yayılımı kestirebilmek ve salim sınırlarla tümörü çıkarabilmek deneyim ve alt yapı gerektirmektedir. Ameliyathane ekibinden, anestezi ekibine, patoloji bölümünden yutma rehabilitasyonuna kadar pek çok grubun beraber çalışması ve bu cerrahi uygulama konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Sağ ses telinde yer alan tümörün CO2 lazer ile çıkarılması görülmektedir.
Larenks kanserinde lazer cerrahisi sonrasında komplikasyonlar nelerdir?
Larenks kanserinde lazer cerrahisi genel olarak düşük komplikasyon oranları ve aynı büyüklükteki tümörlerde yapılan açık cerrahilerle kıyaslandığında daha iyi fonksiyonel sonuçlar alınması nedeni ile iyi tolere edilirler.
Komplikasyon riski tümörün lokalizasyonuna ve büyüklüğüne bağlıdır. Postoperatif erken kanama (ilk 48 saat) ölümcül olabilecek bir komplikasyondur. Bu kritik durumda havayolunu entübasyonla veya trakeotomi ile güvene almak ve ardından kanama kontrolü yapmak çok önemlidir. Dolayısıyla hastalar bu süreçte gözlem altında tutulurlar.
Havayolu tıkanıklığı sık görülmez. Trakeotomi nadiren gerekir.
Larengoskopun ameliyat sırasında dile uzun süre bası yapması postoperatif dönemde şişme ve ödeme neden olabilir. Dil ödemine bağlı geçici yutma- konuşma bozukluğu, nefes almada güçlük meydana gelebilir. Yine larengoskop basısına bağlı üst çenede ön dişlerde ağrı veya daha nadiren hasar meydana gelebilir.
Geniş cerrahi sonrası, cerrahi öncesi larengeal bozukluğa bağlı, ileri yaşa bağlı veya genel durum bozukluğuna bağlı postoperatif dönemde aspirasyon (sıvıların, gıdaların ve/veya türüküğün akciğere kaçması) görülebilir. Preoperatif ve postoperatif dönemde hastaların iyi değerlendirilmesi, aspirasyon riski tespit edilen hastalarda önlem alınması gerekmektedir. Bazen hekiminiz ameliyattan sonra bir süre burundan mideye yerleştirilen bir sonda ile beslenmenizi uygun görebilir.
Bu Bölümdeki Bilgiler Dr. Kürşat Gökcan ve Dr. Gürsel Dursun tarafından kaleme alınan “KBB ve LAZER” adlı kitaptan alınmıştır. Her hakkı mahfuzdur.